11 Mart 2025 Salı

Şeytan: Aynanın Ardındaki Yansıma


Şeytan, İslam düşünce geleneğinde sadece bir "kötülük sembolü" değil, insanın içsel çatışmalarının bir yansımasıdır. İbn-i Sina, onu "nefsin karanlık tarafının temsilcisi" olarak görür. Şeytan, insanın kendi içindeki cehaletle, ihtirasla ve zaafiyetle yüzleşmesini sağlayan bir aynadır. Bu ayna bazen o kadar nettir ki, bakan kişi kendi yüzünden ürker. Ama şeytan, bu ürküntüyü bile bir oyuna dönüştürür. Çünkü onun işi, insanı kendiyle hesaplaşmaya davet etmektir.

Gazali ise şeytanı "insanın kendini aldatma sanatının ustası" olarak tanımlar. Ona göre, şeytanın en büyük silahı, insanın kendini kandırma yeteneğidir. Mesela, bir insan "ben artık değiştim" dediğinde, şeytan o sözün arkasındaki kırılganlığı hemen fark eder. Çünkü insan, değiştiğini söylerken bile aslında eski alışkanlıklarına tutunur. Gazali, bu durumu "nefsin şeytanla dansı" olarak nitelendirir. Bu dans, insanın kendi içindeki çelişkilerle yüzleşmesini engelleyen bir illüzyondur.

İbn Arabi ise şeytanı "ilahi hikmetin bir parçası" olarak görür. Ona göre, şeytanın varlığı, insanın irade ve özgürlük sınavının bir gereğidir. Şeytan, insana kötülüğü fısıldar ama aslında bu, insanın kendi seçimlerini yapması için bir fırsattır. İbn Arabi, şeytanın insanı yoldan çıkarmaya çalışırken aslında onu kendi hakikatiyle yüzleştirdiğini söyler. Yani şeytan, insanın kendi içindeki karanlığı aydınlatan bir meşale gibidir.

Şeytan, insanın en zayıf anlarında ortaya çıkar. Ama onun ortaya çıkışı, her zaman korkutucu değildir. Bazen bir fısıltı, bazen bir gülümseme, bazen de bir tereddüttür. Mesela, bir insan "ben yardımseverim" derken tam önündeki dilenciyi görmezden geliyorsa, şeytan o anda oradadır. Ama bu, şeytanın bir zaferi değil, insanın kendi içindeki çelişkinin bir yansımasıdır. Şeytan, sadece bu çelişkiyi ortaya çıkaran bir aracıdır.

Şeytanın en büyük özelliği, insanın kendi kararlarının sorumluluğunu almasını engellemektir. İnsan, "şeytan beni kandırdı" dediğinde, aslında kendi zayıflığını örtbas etmeye çalışır. Ama şeytan, bu bahaneyi bile bir oyuna dönüştürür. Çünkü o, insanın kendi içindeki şeytanla yüzleşmesini engellemek ister.

Sonuç olarak, şeytan sadece bir yansımadır. İnsanın kendi içindeki karanlığı, zayıflığı ve çelişkileri yansıtan bir ayna. Bu aynaya baktığında gördüğün şey, senin kendi hakikatindir. Şeytan, o hakikati görmeni engellemek için var gibi görünse de, aslında onun varlığı, senin kendi içsel yolculuğunun bir parçasıdır.

İbn-i Sina, Gazali ve İbn Arabi'nin de dediği gibi, şeytanla hesaplaşmak, aslında kendi nefsinle hesaplaşmaktır. Ve bu hesaplaşma, insanın kendi özünü keşfetmesi için bir fırsattır. Şeytan yorulmaz, çünkü onun işi bitmez. Ama sen, onunla yüzleştiğin anda, kendi hakikatine bir adım daha yaklaşırsın.

Şeytan sadece güler, çünkü bilir ki, insanın kendi içindeki şeytanla hesaplaşması hiç bitmeyecek bir yolculuktur. Ve bu yolculuk, insanın kendi özünü keşfetmesi için bir fırsattır.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Düşlerde Yaşayanlar Derneği

Bazı insanlar yaşamak için yaşar, bazılarıysa düşlemek için. Ben ikinci gruptandım — en azından öyle sanıyordum. Ta ki, sabah uyanmalarım bi...