İnsan olmanın bir özelliği olan düşünme yetisinin verdiği zararla güne başladım. Ardımda sıralanan ve otobüste yer kapmaya çalışan insanlarında bu yetiye sahip olduğunu kavrayalı pek bir zaman geçti doğrusu. Tabii insan için o andan daha mühim pek bir şey de yoktu. Yani anlıyorum. Otobüsün içi her zamanki gibi sıcaktı hatta ilerleyen duraklarda samimileşmiştik bile. Bir otobüs yolculuğundan bile çıkarılacak o kadar çok ders vardı ki. Mesela bindiğiniz otobüsten o muhitin yaş ortalamasını - ki bu ulusta 65+’dır- ve doğal olarakta otobüsün hızını ve duraklarda geçirilen süreyi tahmin edebilirsiniz. Yaşlı insanların biniş ve inişleri genellikle daha yavaş olur, bu da otobüsün genel seyrini etkiler. Ayrıca, otobüsün içindeki samimiyet ve insanların birbirine gösterdiği sabır, toplumun ne kadar iç içe olduğunu da gösterir. Her bir yolcu, kendi hikayesi ve acelesiyle birlikte, o küçük metal kutu içinde bir araya gelir ve bir süreliğine aynı kaderi paylaşır. Düşünme yetisi, bize bu tür gözlemleri yapma ve anlamlandırma imkanı verir. Ancak bazen bu yeti, gereğinden fazla analiz yapmamıza ve basit anları bile karmaşık hale getirmemize neden olabilir. O sabah otobüste yaşadıklarım da tam olarak buydu. İnsanların yer kapma telaşı, bir yandan hayatta kalma içgüdüsünün bir yansıması gibi görünürken, diğer yandan da modern yaşamın getirdiği bireysellik ve rekabet duygusunu ortaya koyuyordu. Ancak, otobüs yolculuğunun ilerleyen dakikalarında, insanların birbirine karşı gösterdiği küçük nezaket hareketleri de dikkat çekiyordu. Yaşlı bir kadına yer vermek, bir annenin çocuğunu korumak için yaptığı hareketler, ya da bir yolcunun diğerine gülümseyerek "Buyurun" demesi... Bu küçük detaylar, aslında insan olmanın bir başka yönünü gösteriyordu: empati ve dayanışma. Otobüs yolculuğu, bir yandan da şehrin ritmini anlamak için iyi bir fırsattı. Duraklarda inip binen insanlar, her birinin farklı bir yere yetişme telaşı, şehrin nabzını tutuyordu. Her bir durak, farklı bir hikayenin başlangıcı ya da bitişi gibiydi. Ve ben, bu hikayelerin küçük bir parçası olarak, o günkü yolculuğumun sonuna geldiğimde, aslında ne kadar çok şey öğrendiğimi fark ettim. Düşünme yetisi, bazen bizi gereğinden fazla yorabilir, ancak aynı zamanda etrafımızda olup bitenleri anlamlandırmamızı ve belki de daha derin bir bakış açısı kazanmamızı sağlar. Otobüs yolculuğu gibi sıradan bir deneyim bile, eğer doğru şekilde gözlemlenirse, hayata dair önemli derslerle doludur. Ve belki de, insan olmanın en güzel yanı, bu tür küçük anlardan büyük anlamlar çıkarabilme yeteneğidir.
Ulus'a selamlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder