“Şimdiki zamanla geçmiş zaman / Olabilirdi olanla gerçekten olan / Tek sonuçta birleşir, süren bir şimdiki zaman.” –Four Quartets’den
İnsan için zaman mefhumu olaylara göre gelişir. Çoğumuzun zamanın bir türlü geçmek bilmediği ve saniyeleri saydığımız zamanları olmuştur.
Ancak bazen de zamanın nasıl geçtiğini anlayamayız. Anılarımızın içinde kaybolurken bir bakmışız ki yıllar geçmiş, aynaya baktığımızda zamanın yüzümüzde bıraktığı izleri fark ederiz. Geçmiş, artık yalnızca hatıraların saklı olduğu bir alan haline gelirken, gelecek ise belirsizlik ve umut arasında şekillenir. Şimdi ise hem geçmişin bir sonucu hem de geleceğin başlangıcıdır.
İnsan, sürekli bir devinim içinde yaşar. Şimdiki zaman, geçmişin izleriyle şekillenir ve geleceğin tohumlarını atar. Ancak çoğu zaman geçmişin yüküyle yaşar, keşkeler içinde kaybolur veya geleceğin kaygısıyla şimdiyi ıskalar. Oysa şimdiki zaman, yaşanan tek gerçekliktir. Ne geçmiş değiştirilebilir ne de gelecek tam anlamıyla öngörülebilir. Ama insan zihni, bu iki zaman dilimi arasında gidip gelir ve anı yaşamakta zorlanır.
Zaman, insanın ona yüklediği anlamla değer kazanır. Aynı saat dilimi, kimi için uzun, kimi için kısa gelebilir. Bir mahkûm için zaman ağır aksak ilerlerken, sevdiğine kavuşmayı bekleyen biri için hızla akıp gider. Bu da zamanın mutlak bir kavram olmadığını, aksine insana göre şekillendiğini gösterir.
Geçmiş, anılarımız, deneyimlerimiz ve seçimlerimizle şekillenir. Kim olduğumuzu ve bugün nasıl yaşadığımızı belirler. Başarılarımız bize ilham verirken, hatalarımızdan ders çıkarırız. Ancak geçmişe takılı kalmak, şimdiki zamanı kaçırmamıza neden olabilir. Onu bir öğretmen olarak görmeli ve ileriye bakmalıyız.
Şimdiki zaman, sahip olduğumuz tek gerçek zamandır. Anda kalmak ve yaşananları tam anlamıyla hissetmek önemlidir. Geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin kaygılarıyla oyalanmak yerine, şu anın sunduğu fırsatları değerlendirmek gerekir.
Gelecek, umutlarımızı ve hayallerimizi şekillendirdiğimiz bir alandır. Geleceğe yönelik hedeflerimiz, bizi motive eder ve gelişmemizi sağlar. Ancak belirsizliği karşısında kaygıya kapılmak yerine, onu şekillendirebileceğimiz bir fırsat olarak görmeliyiz. Şimdiki zamanda yaptığımız seçimlerin, geleceğimizi belirleyeceğini unutmamalıyız.
Zamanla dans etmeyi öğrenmeli, geçmişten ders almalı, şimdiki anı yaşamalı ve geleceğe umutla bakmalıyız. Zaman, insana verilen en kıymetli hediyelerden biridir ve onu en iyi şekilde değerlendirmek bizim elimizdedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder